CHP bu üst yönetim kadroları ile ve özellikle de aynı genel başkanla önümüzdeki yerel seçimi kazanabilir mi?
Bir önceki yerel seçimle kazanılmış olan büyük kentler de elden çıkarsa CHP’ye oy veren, destek veren vatandaşta umut kalır mı?
Lütfen soğukkanlılıkla ve sağduyulu bir biçimde hep birlikte düşünelim:
- Böyle bir durum gerçekleşirse, umudun geri kalan parçası da telef olup gitmez mi?
İçinde yaşanılan çalkantılı ortamda sorulacak basit soru budur.
Bu basit soruya verilecek daha da basit yanıt ise kısaca şudur:
- Evet gider!
Umudun bir tek parçası kalmaz ortalıklarda… Hele hele meydanlarda, çarşıda, pazarda, adliyede, iş yerlerinde…
Koskoca genel seçim bu düşüncelerin egemenliğinde kaybedildi, tüm aydınlık kafalı insanların umutları çöp tenekesine atıldı…
Yerel seçim umudu da mı aynı çöplüğün içine boca edilecek?
O zaman gelin hemen önümüzdeki gerçekleri sadeleştirelim:
- Bir ya da birkaç kişinin egolarına karşı sessiz kalmak doğru bir duruş mudur?
- Bir ya da birkaç kişinin oluşturdukları “polit büro” olarak adlandırılan üst-kat cephesinin yanında saf tutmanın yurt severlikle herhangi bir ilgisi var mıdır?
- Tavrımızı dağıtılacak ulufeden pay kapmak belirle-me-me-lidir.
- Küçüklü büyüklü koltuk umutları omurgamızı bük-me-me-lidir.
- Küçük hesaplarını büyük sözlerin arkasına saklayarak siyaset yapanlara asla pirim veril-me-me-lidir.
- Arka çıkıl-ma-ma-lıdır.
- Saf tutul-ma-ma-lıdır.
Siyaset bir meslek değildir.
Hiçbir rozet, hiçbir makam kimliğimizi onaramaz, ona katkı veremez.
Siyaset –gerçek ve katıksız- bir er meydanıdır.
O meydanda mücadele edebilmek için “er” olmak gerekir.
Sadece bu ülke için, bu halk için, uygarlık ve gerçekten “hak-hukuk-adalet” için savaşabilecek bir yiğit olmak gerekir.
Bu erdem yüklü değerleri temel şiar olarak bellemek gerekir.
Onları bizzat yaşamak gerekir; yaşatmak için ter dökmek gerekir.
Kısacası, açıkçası, özetle:
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…
Ötesini de siz söyleyin!
