Edebiyatçılar Derneği”nden aldığımız çağrı üzerine İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenmiş olan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na katılmak üzere yollara düştük…
Fuar etkinliği, 3 Aralık ile 11 Aralık tarihleri arasında kitapseverlere hizmet veriyordu; sonuç olarak verdi de…
Ancak, Akbük’den sağ-salim yollara düşen bendeniz, tam da etkinlik süreci içinde ateşli bir soğuk algınlığı illetine tutuldum.
Hayır, yaygın olarak çevremizde dolaşan grip değil; soğuğa karşı aşırı alınganlığımdan doğan bir “zillet!..”
Ama kitapseverlikte çare tükenmez, derler.
Bulunan çareler ile süreci ılımlı ve yumuşak bir geçişle geçiştirdik.
Kadim arkadaşım [1963 yılından beri…] Erdoğan Sungur Saldıray Kitap Fuarı’nda bana ayrılan sürelerde ve günlerde görevi devir aldı ve benim yerime nöbet tutma özverisinde bulundu.
Kendisine bu satıralar aracılığı ile bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.
Neyse ki, onun sayesinde ve stant sorumlusu Musa Dinç arkadaşımızın önerdiği kolaylaştırıcı çözümler sonucunda bu badireyi de böylece atlatmış olduk.
Şimdi o İstanbul cehenneminden çıkıp, 650 kilometrelik sırat köprüsünü eşim Ayşıl Haksal’ın tedbirli-maharetli şoförlüğü ile sağ salim geçtikten sonra “Cennet”imize ulaştık.
ÜÇ günlük ek BİR istirahatten sonra, soğuk algınlığım da çıkıp gitti… Yani… İyiyiz ve hoşuz.
Böylece ve bu vesile ile, kaldığımız yerden devam etme enerjimizle kendi kendimize “hoş geldiniz,” diyoruz.
KÜÇÜCÜK BİR NOT:
Bilmeyen, görmeyen, tanımayanlar için ek bir açıklama yapmak zorundayız:
- Ulaştığımız yer, Cennet’in Akbük mahallesidir.
Herkese nasip olur inşallah.