Sandık görevlisi, müşahit… Ve biz de [ayrıca] avukat olarak çeşitli “seçim emniyeti eğitimleri” aldık.
Anlatılanları dikkatle dinledik.
Yetmedi: Türkiye Barolar Birliği’nin özenle ve büyük bir beceriyle hazırlamış olduğu dökümanları indirdik internetten…
Okuduk, öğrendik, zihnimize nakşettik…
Eğitimin en önemli bölümlerinden birisi ise, GEÇERSİZ OYLAR…[sorunu!]
Ama…
Bizce eğitimlerde eksik olan [mecburen eksik olan] çok çok önemli bir konu var…
Diyelim ki, elinizdeki “evet” mührünü saçma sapan bir yere bastınız.
- Ne oluyor?
- Oyunuz iptal oluyor.
Ülkenin geleceğine olan katkınız sıfırlanıyor.
Yurttaşlık göreviniz, demokratik sorumluluğunuz kül oluyor.
BİR BAŞKA ÇEŞİT GEÇERSİZ OYLAR
Ama… Asıl geçersiz oylar, [bilerek] bir başka kulvarda biriktirilmiş maalesef…
Bu geçersiz oyları insanlar her nasılsa seçim sandığına atmaya hazırlanıyorlar.
Bile bile…
Geçersiz olacaklarını göre göre…
Nasıl mı?
Şöyle:
- Cumhurbaşkanı adayı kaç kişi var?
- 4…
Sorun ilk turda çözülmezse, ikinci tura hangi adaylar kalamayacak?
- Muharrem İnce… Sinan Oğan!
Kesin mi bu sonuç?
- Kesin!
O zaman bu iki adaya atılacak oylar [pratikte] KESİN OLARAK GEÇERSİZ OYLARDIR…
Bile bile… Göre göre… Sandıklara atılan geçersiz oylar!
Bu oyların her birisi, mührü yanlış vurulan oylarla aynı değerdedir…
Yani ülkenin geleceğine katkı vermesi mümkün olmayan boş oylardır. Geçersiz oylardır.
Peki niçin verilir bu oylar?
Bu oyların verilmesini kurgulayanların niyeti, amacı, hedefi nedir?
İşte anlamamız gereken ülke gerçeklerinden birisi de budur.
- Bir kez daha düşün ey seçmen arkadaşım.
İyi düşün, dikkatli oy kullan, olanı-biteni, yapılmak istenenleri zihninle sorgula [lütfen…]
Çünkü ülke sırat köprüsünün üzerinde yürüyor ve sen ülkenin kaderini elinde tutuyorsun.
Geçersiz oy kullanma…
Oyun, düşüncen, bilincin ülkemiz için geçerli olsun!
… ki o zaman... Her şey çok güzel olsun!